Dijitalleşen Küreselleşme
Küreselleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir. Dünyanın birleşik hale gelmesi, tekdüze dinamikler ile oluşan bir süreç değildir. Çünkü küreselleşme, ekonomik olduğu kadar siyasal, teknolojik ve kültürel boyutlu bir süreçtir.
Merak, insanı araştırmaya ve öğrenmeye iten, insanlığı ileriye taşıyan davranış biçimlerine dönüşen duygudur. Geçtiğimiz günlerde SpaceX şirketinin uzay üssüne astronot göndermesi de insanlığın dünya dışındaki merakının sonucu. Bu yolculuğu daha önemli hale getiren durum ise özel bir şirketin ilk defa uzaya araç göndermesi. Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ardından NASA destekli SpaceX’in uzaya araç göndermesi de yeniden gösteriyor ki ulusal devletlerin rakibi artık özel şirketlerdir. Devletlere rakip olan ve devlet kurumları arasında riskler barındıran bu ulus üstü şirketler bireyleri yani kullanıcılarını da yönlendiriyor. Son günlerde Amerika’da yaşanan olaylarda Twitter’ın ve diğer sosyal medya araçlarının etkisini görmekteyiz. Böylesine dijital bir dönemde insanlık olarak uzayda çalışmalar yapsak da hala ilkel problemlerden biri olan ırkçılıkla uğraşıyor olmamız da müthiş bir tezat. Bu küresel şirketlerin ırk problemi yoktur mesela. Kullanıcı sayısı önemlidir.
Kullanıcısının dili, dini, ırkı, düşüncesi önemli değildir. Bu sayede trend olarak varlığını sürdürürler.
Bir yandan da kullanıcılarına erişerek datalar toplarlar. Bu da beraberinde güvenlik problemleri doğuruyor. Küreselleşmeye dijital olarak hızla devam ettiğimiz bu dönemde benim merakım bu güvenlik problemleri nasıl çözümlenmeli? Ulusal şirketlerin oluşturacağı problemleri çözmek pekte kolay olmayacak gibi. Her şeyin bir hukuk mevzuatı var ve kendi felsefesinden besleniyor. Bu ideal felsefeyi bozmaya yönelik bir dijitalleşme durumu ile karşı karşıyayız. Bu şirketlerin getireceği sıkıntılar beraberinde yeni hukuki düzenlemeleri getirecek ve küreselleşme tamamen gerçekleşecek. Bugün itibariyle Facebook’un yanı sıra, Instagram ve WhatsApp’tan oluşan Facebook grubunun toplam günlük aktif kullanıcı sayısı 2.3 milyarı aşarken, toplam aylık aktif kullanıcı sayısı ise 3 milyara çıktı. Muhtemeldir ki olası uluslararası hukuki düzenlemeler devletlerin yasalarına işlenecek ve milyarlarca insanı ilgilendirecek.
Türkiye olarak biz bu dijitalleşen küreselleşmenin neresindeyiz? Geçtiğimiz günlerde ABD merkezli oyun şirketi Zynga’nın CEO’su Frank Gibeau, Türk oyun şirketi Peak’i 1,8 milyar dolara satın aldıklarını açıkladı. Böylece Zynga, kendi tarihinin en büyük şirket satın almasını yaparken, Türkiye’den de ilk kez bir teknoloji girişimi, 1 milyar doların üzerinde bir rakamla satılmış oldu. Türk şirketinin milyar dolar değer üzerinden satın alınması çok önemli bir gelişme oldu. “Türkiye’nin En Zenginleri” sıralamasına artık bilindik isimlerin yanı sıra yeni sistemin girişimcileri katılacak. Türk şirketlerinin de diğer ulus şirketlerini satın alacağı günleri de görmek isteriz. Bunun için kendi dünya markalarımızı ve algoritmalarımızı oluşturmamız gerekiyor. Bunlar göz önünde bulundurarak klasik eğitimlerin yanında dijital eğitimlere de destek vererek sağlıklı, amacına uygun, güvenilir dijitalleşme ile yaşamlarımızı şüphe duymadan kolaylaştırmalıyız.